“Adın çıkacağına canın çıksın,” derler atalarımız. “İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir” anlamında kullanılan bir atasözü…
Geçmiş; kız istemede, işe girmede, arkadaşlıkta, mahallede, iş yerinde velhasıl hayatın her alanında önüne çıkar insanın…
Adı kötüye çıkmış olanlar, toplumdaki bu izlerini kolay kolay silemezler.
Toplum kişileri davranışlarıyla değerlendirir, davranışlarının değerine göre de onlara vereceği yeri belirler.
Adı bir kere kötüye çıkan kişinin iyi de olsa toplumun bu yargısının önüne geçmesi zor…
Yaptığımız her olumsuz hareketin bizi hayatımız boyunca etkilediğini unutmayalım.
Kötülüğe, haksızlığa, adaletsizliğe, can yakmaya, şiddete, insanları üzmeye ve kalp kırmaya bir an önce son verilmeli…
Gençler; geleceğiniz geçmişinizle bağlantılıdır. Geçmişte yaptığınız yanlış ya da kötü davranış eninde sonunda karşınıza çıkar. Hem de umulmadık bir anda… Neye uğradığınıza şaşırıp kalırsınız. Donarsınız Şubat’ın ayazında… Çözülmeye başlandığında ise iş işten çoktan geçmiş olur.
İş işten geçmeden önce tedbirinizi alın. Davranışlarınızı düzeltin.
İnsanın sevmediğini Allah’ta sevmez değerli gençler.
Kötü davranışlar sosyal bir problemdir. Şiddet, fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik olmak üzere farklı boyutlarda görülür. İstenilen amaca ulaşmak için insanlara işkence ve baskı yaparak, onların özgürlüklerini sınırlamak suretiyle uygulanan bu haksız eylem, kime, neye karşı ve hangi şekilde yapılırsa yapılsın İslâm’ın kabul etmediği bir davranış biçimidir.
Peygamberimiz (s.a.v.) eşi Hz. Âişe’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ey Âişe! Allah, rıfk (nezaket ve yumuşaklık) sahibidir ve rıfktan hoşlanır. Sertlik, kabalık ve nezaket dışı diğer davranışlara vermediği ecri rıfk sayesinde verir.”(Müslim, Birr, 77)
Bir hadisi şeritte ise “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Mümin de insanların canları ve malları konusunda kendisine karşı güven hissettikleri kişidir.”
Müslümanlar söz ve davranışıyla bir güven insanıdır. Kardeşlerine emniyette olduklarını hissettiren bir iman kalesidir. Kimseye zararı dokunmaz. Geçmişi paktık… Kısacası geçmiş önünde engel oluşturmaz.
İnsanın yaptığı hata ve yanlışların sadece kendisini etkilemediğini çevremizde yaşanan hadiselerden de görüyoruz.
Filan kişinin kardeşi, babası, annesi, çocuğu, eşi… Peki, bunların suçu ne? Suç şahsi değil mi? Niçin yargılıyoruz o zaman?
Eş ve dostları yargılatmamak içinde hareketlere DİKKAT…
Çalıştığım kurumların birinde bir idareci vardı. Emekli olduktan sonra kuruma gelip de bir çay içecek kimsesinin olmaması ne kadar içler acısı değil mi? Hem de uzun yıllar çalışmasına rağmen… Sadece idareci değil mesai arkadaşlarımızdan emekli olup da selam verilmeyenler de oldu. İnsan emekli olduğu ya da tayini başka yere çıktığında iyi izlenim bıraktıysa eğer çay içecek arkadaşı da olur dostu da…
Arkadaşlıkta, ailede, komşulukta kısacası çevremizde ve hayatımızın belirli zamanlarında buna benzer yaşanan olaylara şahit oluyoruz.
Onun için iyi izlenim bırakmalıyız.
Günümüzde, ahlaksızlıkta ve utanmazlıkta yarışılmakta maalesef… Kötülük, günah, suç işleme, birine zarar verme, haksızlık, adaletsizlik, kibirli olma, edepsizlik ve hayâsızlık almış başını…
Ya insanlık? Merhamet, yardımlaşma, dayanışma, muhabbet, hal-hatır, sevgi, saygı…
Her geçen gün suçlu sayısı ve suç oranı artmakta… Bunun sebebi nedir? Bu konu ile ilgili yetkililer ve uzmanlar yapsınlar araştırmalarını…
Ahlaki değerler, şahsiyet oluşumunda etkili olan en önemli faktörlerden biridir. Bu sebeple insanın bebeklikten itibaren iyi, güzel, olumlu değerlerle yetiştirilmesi, birey ve toplumun barış, huzur ve mutluluğu için ne kadar da önemli…
Onun için çocuklarımızı İslam’ı değerlere göre yetiştirmeliyiz.
İnsanları üzmeyen insanın geçmişi de üzüntüsüzdür.
Değerli gençler; insanlığın bittiği yerde de vahşet olur.
Toplumun değerleri (milli ve manevi) ayaklar altına alınırsa eğer insan ne ile yaşar o zaman…
Kork Allah’tan korkmayandan…
Dünyada her türlü kötülüğü yaptın da, ya ahiret? Yapılanların karşılığını öbür dünyada mutlaka görecek insanoğlu…
Kısacası kaçış yok geçmişten ve yapılanlardan…
Hesap günü çok çetindir, UNUTMA…
Hata, yanlış, ahlak, edepsizlik ve hayasızlık yapıldığında utanma duygusu yoksa eğer insanlığımızı kaybettik demektir.
Her türlü ahlaksızlığın yapıldığı günümüzde utanma duygusu mu?
Utanmaz insanlarla da mücadele etmek de görevimizdir.
Değerli Müslüman kardeşlerim; helal ve haramı gözettiğimizde, Allah’a ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmet olduğumuzda geçmişimiz tertemiz, alnımız ak, başımız dimdik olur.
Allah’a emanet olun.
*
MEHMET GÖREN