İnsanoğlu yaratılışından günümüze çeşitli evrelerden geçmiş ve bu güne kadar gelmiştir.
İnsan; doğar, çocukluk, gençlik, orta yaş ve yaşlılık sonunda geldiği yere dönüş…
İlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem (a.s.)’den günümüze insanoğlu teknolojide de sürekli ilerlemesini sürdürmüştür.
Çağlar ve medeniyetler; teknoloji, buluş ve icatlar aşamasını tamamlıyor sırası geldikçe… Yüce Rabbimin izin verdiğince…
Daha düne kadar öküz ile tarla bahçe işleri yapıldığını hatırlıyorum. Kağnı, patos, biçerdöver; ok, mızrak, tüfek, top, atom bombası, nükleer bomba; uçak, gemi; otobanlar, köprüler, yüksek binalar; bilgisayar, internet; ilk çağ, orta çağ ve bilim-uzay çağı…
Bize düşen görev ise çocuklarımızı gelecek çağa göre yetiştirmektir. Dinen vazifemizdir bu da…
Müslümanlar teknolojide, ilimde, irfanda, buluşlarda hep önde olmalıdır.
Teknolojide her alanda buluşları gerçekleştirip, insanlığın faydasına sunmalıdır.
Onun içinde, çalışmak, çalışmak, çalışmak…
Tarih boyunca bilime yön veren çok sayıda Müslüman bilim adamı yetişmiştir.
O günlerden bugün TEKNO-FEST çocuklarına…
Durmak yok, yola devam…
Savunma sanayi, bir ülkenin küresel rekabet gücünü artıran en kritik sektörlerden biridir. Dünya da söz sahibi olunmak isteniyorsa eğer kendi silahını yapmak zorundasın.
Yıllar önce PKK terör örgütü (çocuk katilleri) ile mücadele için İsrail’den Heron almıştık. Hatırladığım kadarıyla beş ya da altı adetti. Çoğu işlevini görmez hale geldiği halde onarımını bile yapmadı İsrail. Biriyle idare ettik. Onunda yazılımı İsrail’de olduğu için bilgileri bize çok geç verdiler. Tokmak başkasının elindeydi anlayacağınız. Teröristleri jetlerimizin bombalayacağı yerlerden uzaklaştırdıktan sonra koordinatları verdi İsrail bize.
Bir vatan sevdalısı çıktı er meydanına… Bayraktar ailesi… Selçuk Bayraktar… Zor şartlar altında İHA ve SİHA’yı yaptığını biliyoruz. Çok engeller çıkarılmasına rağmen yılmadan ve usanmadan çalışarak, mücadele ederek ve engelleri aşarak dünyanın en iyi İHA ve SİHA’sını yaptı ülkemiz için… Savunma sanayimizi şampiyonlar ligine çıkardı. Bu silahlar ordumuza güç katmış, PKK-YPG terör örgütünün ve diğer düşmanlarımızın korkulu rüyası olmuştur. Ülkemizden terörü silip attık. Suriye ve Irak’ta dağın sarp kayalıklarında bile kafalarını çıkaramaz oldu teröristler SİHA ve İHA’nın korkusundan. (Bayraktar ailesi Devletten herhangi bir hibe ya da yardım almadan kendi imkânları ile yaptı bütün bunları. Bir vatanperver olarak Bayraktar ailesine sonsuz şükranlarımı sunuyorum.)
İHA ve SİHA teknolojisinde geldiğimiz nokta ortada… TB-2 ve ANKA ile başlanılan yolculuk AKINCI ve AKSUNGUR ile bir üst lige taşındı. İnsansız savaş uçağımız Kızılelma ile bu alanda çığır açılmıştır. Kendi savaş gemisini yapan dünyadaki 10 ülkeden birisiyiz. Gemilerimizi sadece kendimiz tasarlamak ve üretmekle kalmıyor, kullanılan silah sistemlerinden radarlara, bilgi sistemlerinden elektronik harbe kadar birçok teknoloji de geliştiriyoruz. Silahlı insansız deniz, hava ve kara araçlarında yeni ürünlerle kapasitemiz sürekli güçlenmiş durumda. Tasarımdan geliştirmeye, inovasyondan seri üretime kadar her konuda farklı bir ivme yakalanmıştır Allah’a şükür…
En son milli SİHA’mız savaş gemisine iniş yaptı. Dünya da bir ilk bu…
Siyasi olarak bunlara destek veren ve arkalarında dik duran bir lider Recep Tayyip Erdoğan. Bütün bu silahlarımızın Erdoğan döneminde yapıldığını unutmamak gerekiyor. Bazı siyasiler, başta da CHP zihniyeti olmak üzere Bayraktar ailesi ile SİHA-İHA’ya karşı sergiledikleri olumsuz tutumlar ise ortada…
Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ı “Savunma Sanayinin Yalnız Dehaları” kimler tarafından engellendiği çok iyi biliniyor. Bayraktar ailesini engellemek isteyenlerde aynı zihniyetti. Bütün bunları Reis’in sayesinde geride bıraktık ama yine de uyanık olmalıyız.
Sektörün ihracatı ise çok sayıda ülkeye yapılmaktadır. Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Filipinler, Polonya, Ruanda, Hindistan, Burkina Faso ve Azerbaycan ilk sıralarda yer alırken ihracat kalemlerinde insansız hava araçları, gelişmiş ve klasik mühimmatlar ile füze sistemleri, kara araçları, Turbojet/Turbopropeller motorlar, hava taşıtlarının aksamları, namlulu silahlar ve silah kuleleri ve askeri helikopterler başı çekmektedir.
Ülkeler, ulusal güvenliklerini ve ekonomik bağımsızlıklarını koruyabilmek için askeri güçlerinin diğer ülkelerle rekabet edebilir olması gerekmektedir. Bu nedenle, savunma sanayi ürünlerinin çeşitliliğinin arttırılması ve savunma, endüstriyel bir sektör haline getirilmesi sağlanmalıdır. Bunu gerçekleştirmiş bulunuyoruz.
Bu coğrafyada ayakta kalabilmek için silahlı kuvvetlerimiz ve ekonomimiz güçlü olmalıdır.
“Türk Astronot ve Bilim Misyonu Projesi” kapsamında ilk Türk astronotu Alper Gezeravcı’nın içinde bulunduğu Falcon 9 roketi Florida’daki Kennedy Uzay Merkezinden başarıyla fırlatıldı. Tüm Türkiye’nin izlediği fırlatma anı meydanlarda coşkuyla kutlandı, sosyal medyada en çok konuşulan konuydu.
Türkiye’nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever, Türk Uzay Bilim Misyonu kapsamında Yörünge Altı Araştırma Uçuşu’nu gerçekleştirdi evladımız…
Kendi uydularımızı uzaya fırlattık.
Türk havacılık ve savunma sanayiinde son yıllarda görülen ivmelenme, ülke ekonomisinin gelişmesi ve jeopolitik etkisinin yaygınlaştırılması için önemli fırsatlar da sunmaktadır.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’a Karabağ için silahlar dahil her türlü desteği verdi. Uluslararası arenada her daim Azerbaycan’ın yanında olduğunu da ilan etti. İnsansız hava araçlarımızı SİHA ve İHA’ları Azerbaycanlı kardeşlerimizin emrine sundu. 40 gün içerisinde 32 yıldan beri Ermenistan’ın zulmü altında inleyen kardeşlerimiz kurtarıldı. Güçlü olmasan eğer bunlar yapılabilir miydi? 32 yıl önce Ermenistan Karabağ’ı işgal ettiğinde çocukların derilerini yüzdüler. Dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den yaralı taşımak için bir kaç helikopter istemişti ama vermemişti. Nerden nereye? Unutma!..
Müslüman’a tembellik ve geri kalmışlık yakışır mı? Onun için ben Müslümanım diyen çalışmak ve başarıyı yakalamak zorundadır. Bize şanlı tarihimizin yüklediği görevi de ele alacak olursak eğer Müslüman-Türk olarak daha da çok çalışmak zorundayız. Müslüman ülkelerinin işgal edildiği çocukların ve kadınların katledildiği günümüzde; atamız Osmanlı gibi Müslümanların hatta dünyadaki bütün mazlumların bize ne kadar da ihtiyacı var değil mi sevgili kardeşlerim?
TEKNO-FEST çocuklarının Yüce Rabbim sayısını arttırsın.
Teknolojide, ilimde, fende, gelişmişlikte, icatlarda; milli ve manevi değerlere sahip TEKNO-FEST gençliğine kucak dolusu selamlar…
*
MEHMET GÖREN